00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- avroAvrupa Birliği'nin ortak para birimi.
- ağırlıkAğır olma durumu.
- aşamaKendi içinde derecelendirilmiş bir bütünün basamaklarından her biri.
- biatBir kimsenin egemenliğini tanıma.
- bilgeGeniş ve derin bilgi sahibi olan, bunu en doğru ve yararlı biçimde kullanan, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse).
- biniBinmek işi.
- bolcaOldukça geniş.
- doluHavada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü.
- doğuBulunulan yerde sola kuzey, sağa güney alındığında yüzün dönük olduğu yön.
- duyuİnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği.
- eleştiriBir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi.
- fenakötü.
- fobiBelirli nesneler veya durumlar karşısında duyulan olağan dışı güçlü korku.
- gitarGenellikle ahşap gövdeli, perdeli, altı teli olan, telleri parmakla çekilerek veya pena ile vurularak çalınan bir telli çalgı.
- gittigeçmiş zaman kipindeki fiillerden sonra gelerek istenmeyen bir şeyin yapıldığını, yapılacağını, istenen bir şeyin olmadığını veya olmayacağını anlatan bir söz.
- giyimGiymek işi.
- hafızKur'an'ı bütünüyle ezbere bilen kimse.
- halaBabanın kız kardeşi.
- ilkeTemel düşünce, temel inanç.
- imamCemaatle kılınan namazlarda en önde duran ve namaz kılınırken kendisine uyulan kimse.
- imaninanç.
- iğneDikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç.
- kariyerBir meslekte zaman ve çalışmayla elde edilen aşama, başarı ve uzmanlık.
- kesinlikleKesin bir biçimde, kesin olarak, şüphe götürmeyecek derecede.
- kokuluKokusu olan.
- kumaErkeğin resmî nikâhlı eşiyle aynı evde yaşayan, nikâhlı olmayan diğer eşi.
- kırıcıKırma işini yapan.
- muhalifBir görüşe, tutuma veya harekete karşı olan kimse.
- olunmakOlma işine konu olmak.
- olurolabilir.
- oranlaHerhangi bir şeye göre, herhangi bir şeyle kıyaslayarak.
- suluSuyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı.
- tamamıylatamamen.
- tanrıçaÇok tanrıcılıkta kadın tanrı.
- türevTüremiş veya üretilmiş şey.
- uygulanmakUygulama işine konu olmak.
- uykuDış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu.
- yalnızcaYalnız olarak.
- yaraKeskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik.
- yineBir kez daha.
- yulafBuğdaygillerden, en çok hayvan yemi olarak yetiştirilen otsu bitki (Avena sativa).
- ırkçılık yanlısı olan.
- ışımaaydınlanma.