00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- akarKiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk.
- amaçElde edilmesi gereken, ulaşılmak istenilen sonuç.
- amonyumAmonyaklı tuzlarda maden rolü oynayan bir birleşim kökü (NH4).
- antenVericiden boşluğa gönderilen elektromanyetik dalgaları toplayarak alıcıya ileten veya elektromanyetik dalgalar gönderen, çeşitli biçimlerdeki iletken veya iletkenler bütünü aygıt.
- araçBir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne.
- aryaOperalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça.
- arzuistek.
- ayrılıkAyrı olma durumu.
- bakteriToprakta, suda, canlılarda bulunan, çürüme, mayalanma veya hastalıklara yol açan, küresel, silindirimsi, kıvrık biçimli olan, bölünerek çoğalan, klorofilsiz, tek hücreli canlı.
- biyografikBiyografi ile ilgili.
- dehaİnsan zekâsının, insan kişiliğinin erişebileceği en yüksek düzey.
- dersÖğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi.
- gömmekYerin altına koyarak üstünü toprakla örtmek.
- herkesçeHerkes tarafından.
- iktisatçıekonomist.
- mezarÖlünün gömülü olduğu yer.
- mitokondriHücrede enerji üretiminden sorumlu olan ve oksijenli solunumun gerçekleştiği organcık.
- nedenBir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz.
- oyalamakBelirli bir süre birinin dikkat ve ilgisini başka bir şey üzerine çekmek, meşgul etmek.
- parkaGenellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük.
- razıUygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden.
- referandumhalk oylaması.
- saptamakBir şeyi belirgin kılmak.
- sarpDik, çıkması ve geçilmesi güç (yer).
- satirikYergi ile ilgili, yergi niteliğinde olan.
- senaryoTiyatro oyunu, piyes, film, dizi film vb. eserlerin sahnelerini ve akışını gösteren yazılı metin.
- sendikaİşçilerin veya işverenlerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel konular bakımından çıkarlarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında kurdukları birlik.
- silmekBir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek.
- sırtOmurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm.
- tabuKutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç.
- terskarşıt.
- uymakÖlçüleri birbirini tutmak.
- vagonYük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği demir yolu aracı.
- yakıBazı hastalıkları tedavi etmek amacıyla bir bez üzerine yayılıp deri üzerine uygulanan, beden ısısıyla vücuda yapışan eczalı parça.
- zümrütCam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı, doğal alüminyum ve berilyum silikatı.
- çarkBir eksenin döndürdüğü tekerlek biçimindeki makine parçası.
- ürünDoğadan elde edilen, üretilen yararlı şey.
- üzümAsmanın taze veya kuru olarak yenilen ve salkım durumunda bulunan meyvesi.