00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- araçBir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne.
- atılmakAtma işine konu olmak.
- bağışBir kimsenin, kuruluşun veya ülkenin ayni veya nakdi varlıklarını kendi iradesi ile bir başka kişi, kurum veya tüzel kişiliklere karşılıksız olarak devretmesi.
- bezeYara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik.
- cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia).
- cilalıCilası olan, cila sürülmüş, cila ile parlatılmış.
- eklentiBir şeye eklenmiş olan, ek durumunda bulunan parça.
- erilCinsiyet kategorisinin söz konusu olduğu dillerde erkek cinsten sayılan (kelime).
- eğikEğilmiş olan, dik veya düz olmayan.
- eşeycinsiyet.
- gazaİslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş.
- giyimGiymek işi.
- göreBir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca.
- göreceligörece.
- hafifletmekHafiflemesine yol açmak.
- hafızKur'an'ı bütünüyle ezbere bilen kimse.
- heleözellikle.
- imamCemaatle kılınan namazlarda en önde duran ve namaz kılınırken kendisine uyulan kimse.
- kamçıBir ucuna ip, deri vb. bağlı olan vurma, dövme aracı.
- kargaşaKışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu.
- kavgaDüşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş.
- kazeinSütte bulunan protein maddesi.
- kaşıkSulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı.
- kistSporlu bitkilerde, özellikle mantarlarda, su yosunlarında görülen, bir veya birkaç hücreden oluşmuş organ.
- layıkNitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan.
- lazerÇok güçlü pırıltılar oluşturan, değişik alanlarda kullanılan yoğunlaşmış ışık kaynağı.
- magnezyumAtom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir element (simgesi Mg).
- oksitOksijenin bir element veya kökle birleşmesiyle oluşan madde.
- ressamResim yapan sanatçı.
- skeçGüldürü niteliğinde kısa oyun.
- tarçınDefnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum).
- telaffuzKelimenin ses, hece, ton ve vurgu bakımından söylenişi.
- yönetmenTiyatro ve sinema oyunlarında oyuncuların rollerini dağıtıp oyunu düzenleyen, metin, yorum, dekor, müzik vb. ögeler arasında birlik sağlamaya çalışan kimse.
- yöreBir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü.
- zekiAnlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan.
- zırhSavaşlarda ok, kılıç, süngü vb. silahlardan korunmak için giyilen, demir ve tel levhalardan yapılmış giysi.
- önlemekBir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak.
- ılımlıDüşünce, iş vb.nde aşırıya kaçmayan.
- şakaGüldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz.