00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- akideinanç.
- akçeKüçük gümüş para.
- antropolojikİnsan bilimiyle ilgili.
- aryaOperalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça.
- astronomigök bilimi.
- ağaçlıkAğacı bol olan yer.
- batılıBatı ülkelerinden olan (kimse).
- bukalemungillerden, 20-30 santimetre boyunda, bulunduğu ortama uygun renk değiştirmesiyle ünlü bir tür sürüngen.
- esasBir şeyin özünü oluşturan ana öge.
- günahkarGünah işlemiş, günahı olan.
- havalandırmaKapalı bir yerin havasını değiştirmek amacıyla dışarıdan temiz hava girişini veya çeşitli araçlarla hava akımını sağlama işlemi.
- inciİstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi.
- inekDişi sığır.
- içtenlikleHer türlü çıkar düşüncesinden uzak olarak, karşısındakine güvenerek, kendine yakın bularak, temiz yürekle, içten bir biçimde.
- iğneDikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç.
- karakterliHerhangi bir karakteri olan.
- kartTazeliği geçmiş.
- kimseHerhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.
- komplodüzen.
- okumakBir metni sadece harf ve işaretlere bakıp anlamak veya metni seslendirmek.
- oralağızcıl.
- saraZaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı.
- semtŞehirde yerleşim bölgesi.
- seraSebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer.
- taneHerhangi bir sayıda olan şey.
- tepkiBir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki.
- turşuTuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve.
- türbeGenellikle ünlü bir kimse için yaptırılan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapı.
- türküÇoklukla dörder mısralı bentlerden oluşan, 11’li hece vezniyle yazılan ve kendine özgü bir besteyle okunan halk edebiyatı nazım birimi.
- türlüBirden çok türü bulunan.
- ustaBir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse.
- uterusdöl yatağı.
- uykuDış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu.
- yabancıBaşka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse).
- yasamaYasa koyma, yasa yapma.
- yeniKullanılmamış veya az kullanılmış olan.
- yineBir kez daha.
- çarkBir eksenin döndürdüğü tekerlek biçimindeki makine parçası.
- şiirZengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi.