00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- aceleHızlı yapılan.
- ahenkuyum.
- aryaOperalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça.
- atfenMal ederek, yükleyerek.
- atılHareket etmeyen, yerinden kalkmayan, tembellik eden.
- aynıHer bakımdan birbirinin eşi, ayırt edilemeyecek kadar benzeri, tıpkısı olan.
- azizermiş.
- bataryaEn küçük topçu birliği.
- besleyiciBesleyen, beslemeye yarayan, besin değeri yüksek.
- bezeYara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik.
- birisiHerhangi bir kimse.
- cenazeKefenlenip tabuta konmuş, gömülmeye hazırlanmış insan ölüsü.
- devrimBelli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik.
- edebiyatOlay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı.
- entegreBütünleşmiş.
- espriliEsprisi olan.
- eşarpKadınların başlarına, boyunlarına bağladıkları değirmi ve uzun kumaş.
- ferdibireysel.
- geriarka, ileri karşıtı.
- gitaristgitarcı.
- güldürüGüldürme özelliği olan şey.
- hürriyetözgürlük.
- ikileşmeİkileşmek işi.
- ikizİkisi bir arada doğan (çocuk).
- itirafBaşkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme.
- kakadışkı.
- kanaGeminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler.
- kriketOn birer kişilik iki takım arasında, küçük ve ağır bir topu, ucu kıvrılmış sopalarla vurarak karşı kaleye sokmak amacıyla oynanan bir oyun.
- maruzBir olayın, bir durumun etkisinde veya bir olay veya durumla karşı karşıya bulunan.
- naifSaf, deneyimsiz.
- nötronYaklaşık olarak proton ağırlığında ve elektrik yüklü olmayan bir atom cisimciği.
- ruhiruhsal.
- trenDemir yolunda yolcu ve yük taşımakta kullanılan, bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen vagonlar dizisi.
- vıcıkSulanarak kıvamı gevşemiş, yumuşamış.
- yakıBazı hastalıkları tedavi etmek amacıyla bir bez üzerine yayılıp deri üzerine uygulanan, beden ısısıyla vücuda yapışan eczalı parça.
- yatkınlıkYatkın olma durumu.
- çözmekDüğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak.
- çürükÇürümüş olan.
- çıkışÇıkmak işi.
- üzümAsmanın taze veya kuru olarak yenilen ve salkım durumunda bulunan meyvesi.
- şairŞiir söyleyen veya yazan kimse.