00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- amonyakAzot ve hidrojen birleşimi olan, keskin kokulu bir gaz (NH3).
- armoniuyum.
- atakDüşüncesizce her işe atılan.
- büyüİnsan ve tabiatla ilgili olarak, birtakım gizli güçlerle insan geleceği üzerinde etkiler yapma, yönlendirmede bulunma gibi işlem ve davranışlara verilen genel ad.
- eskiÇoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan.
- fizyoterapistfizik tedavi uygulayıcısı.
- füzeBir yanıcı ve bir yakıcı maddenin sürekli olarak yanmasından doğan itiş gücü ile hareket eden düzenek.
- geleniTarla faresi, büyük fare.
- gelinlikGelin olma durumu.
- gevşekSıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan.
- huruçDışarı çıkma, çıkış.
- idrarBöbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı.
- ilhakEgemenliği altına alma.
- iğneDikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç.
- kabacaİrice, büyükçe olan.
- kaosEvrenin düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu.
- kervanUzak yerlere yolcu ve ticaret eşyası taşıyan yük hayvanı katarı.
- kısmiBir şeyin yalnız bir bölümünü içine alan.
- maliyeKamu ile ilgili işlerin yürütülmesi için gerekli gelirleri ve harcanan paraları düzenleyen kuralların bütünü.
- militaristMilitarizm yanlısı olan kimse.
- namazİslam'ın beş şartından biri olan ve Müslümanların günde beş vakit, dinî kurallara göre yapmak zorunda oldukları ibadet.
- nikelAtom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni).
- nüshaBirbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri.
- sabahGüneşin doğduğu andan öğleye kadar geçen zaman dilimi.
- semtŞehirde yerleşim bölgesi.
- sezonmevsim.
- skorsonuç.
- tabloBez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim.
- tanıtımTanıtmak işi.
- tostİçine peynir, sucuk vb. konularak özel makinesiyle gevretilip kızartılmış ekmek.
- türeadalet.
- yükseklikYüksek olma durumu.
- zahmetsizeziyetsiz.
- zekiAnlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan.
- çürükÇürümüş olan.
- ölçüBir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme.
- üstünBenzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan.
- şeyhTarikat kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye ulaşmış olan kimse.