00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- abatbayındır.
- argoHer yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken, çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim.
- artistGüzel sanatlardan birini meslek edinen kimse.
- atakDüşüncesizce her işe atılan.
- avukatlıkAvukatın yaptığı iş.
- dedikoduBaşkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma.
- dumanBir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan değişik renklerde gaz.
- ekolBir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım.
- elementKimyasal yöntemlerle ayrıştırılamayan veya bileşim yoluyla elde edilemeyen madde.
- emekBir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü.
- emingüvenli.
- erginOlmuş, yetişmiş, kemale ermiş.
- erikGülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica).
- evreBir olayda birbiri ardınca görülen, bir işte birbiri ardınca beliren, gelişen değişik durumların her biri.
- evrimZaman içinde birdenbire olmayan, kesintisiz, niteliksel ve niceliksel gelişme süreci.
- eğimliEğimi olan.
- gururKendini beğenme.
- hasatÜrün kaldırma, ekin biçme işi.
- herkesİnsanların bütünü.
- ikizİkisi bir arada doğan (çocuk).
- inmekYüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek.
- kavimAralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan, boy ve soy bakımından da birbirine bağlı insan topluluğu.
- konseykurul.
- köleSavaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan veya başkasından satın alınan kimse.
- kılmakEtmek, yapmak.
- müslimMüslüman.
- organVücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü.
- otizmÜç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan, kişinin sosyal etkileşimine ve iletişimine zarar veren bir gelişim bozukluğu.
- planlamakYapılacak bir işi belli plana göre düzenlemek.
- reaktifayıraç.
- sarmalDolana dolana oluşmuş, birbirini izleyen.
- semahaneMevlevi tekkelerinde dervişlerin sema yaptıkları özel bölüm.
- sırtOmurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm.
- tabuKutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç.
- tertibatDüzen, düzenleniş.
- türbeGenellikle ünlü bir kimse için yaptırılan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapı.
- umutUmmaktan doğan duygu.
- yumurtaBir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre.
- ödülBir başarı karşılığında verilen armağan.
- ölümBir insan hayatının tam ve kesin olarak sona ermesi.
- ürünDoğadan elde edilen, üretilen yararlı şey.