00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- adayBir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse.
- altıBeşten sonra gelen sayının adı.
- arzuistek.
- aykırıAlışılmışa, doğru olarak kabul edilmişe uygun olmayan.
- ayırtfark.
- doktoraBir fakülte veya yüksekokulu bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle erişilen derece, basamak.
- doludizginSon hızla, çok hızlı bir biçimde.
- eklerİçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü.
- elçiBir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse.
- etikahlak bilimi.
- evsizEvi olmayan.
- helikopterDik iniş ve çıkış yapabildiği için dar yerlerde de kullanılabilen, tepeden pervaneli, uçan taşıt.
- hipotezvarsayım.
- hiyeroglifresim yazı.
- kovaGenellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap.
- kâğıtHamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak.
- küreBütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim.
- laikDin işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan.
- mektupBir şey haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen, zarfa konulmuş yazılı kâğıt.
- merhametBir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma.
- pekmezGenellikle üzüm, dut vb. meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış biçimi.
- peynirMaya ile katılaştırılarak sütten yapılan ve birçok türü olan besin.
- psikanalizSigmund Freud’un geliştirdiği, bireyin uyumlu veya uyumsuz davranışlarının kaynağı sayılan bilinçaltı çatışma ve güdüleri araştırıp bilince çıkararak davranış sorunlarını çözme yöntemi.
- psikolojiBir grubun veya bir bireyin düşünme, duygulanma biçimlerini ve davranışlarını konu alan bilim dalı.
- sarıYeşil ile turuncu arasında bir renk, limon kabuğu rengi.
- teknolojikTeknoloji ile ilgili.
- tespitBir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme.
- tevazualçak gönüllülük.
- yarıBir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri.
- öfkeEngelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi.