00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- aklıBeyazı bulunan, beyaz renkli.
- ayarBir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu.
- boyatmakBoyama işini yaptırmak, boya sürdürmek.
- bütünleşikBirbiriyle bağlantılı duruma getiren.
- düşükYaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru.
- erginOlmuş, yetişmiş, kemale ermiş.
- işkenceBir kimseye fiziksel veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet.
- kastAyrıcalıklar bakımından yukarıdan aşağıya doğru kesin ölçülerle sınırlanmış bulunan, en koyu biçimiyle Hindistan'da görülen toplumsal sınıfların her biri.
- kumaErkeğin resmî nikâhlı eşiyle aynı evde yaşayan, nikâhlı olmayan diğer eşi.
- kundakYeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez.
- mekikEl veya otomatik dokuma tezgâhlarında atkı veya argaç denilen ve enine olan iplikleri, uzunlamasına olan arışların arasından geçirmeye yarayan masuralı araç.
- mermiAteşli silahlarla atılan patlayıcı ve delici madde.
- neviçeşit.
- odakBir ışık veya ısı kaynağından yayılan ışınların bir mercekten geçtikten veya çukur bir aynadan yansıdıktan sonra toplandığı yer.
- oyunculukOyun oynama işi.
- skorsonuç.
- sporBedeni geliştirmek amacıyla belirli kurallara göre kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen hareketlerin tümü.
- suniyapay.
- sülüsÜçte bir.
- sıkıcıİç sıkan, can sıkan, tedirgin eden.
- tabibağımlı.
- tahsisBir şeyi bir kimseye veya bir yere ayırma.
- torkMotorlu araçlarda üretilen gücün tekerleklerden yere aktarılmasını sağlayan dönme kuvveti.
- uzlaştırıcıBir anlaşmazlıkta tarafları uzlaştıran kimse.
- yukarıBir şeyin üst bölümü.
- yöreBir bölgenin belli bir yer ve çevresini kapsayan sınırlı bölümü.
- üstünlükÜstün olma durumu.