00:00:00
SEN KAZANDIN!
Sonraki
+ - Puanlar
| Zaman harcamak | Tarih |
+ Arama Kuralları
- Sözlük
- aceleHızlı yapılan.
- adınaBir şeyin veya bir kimsenin namına.
- ameledim.
- aryaOperalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça.
- atfenMal ederek, yükleyerek.
- bagetBateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk.
- biçimBiçmek işi.
- büyüİnsan ve tabiatla ilgili olarak, birtakım gizli güçlerle insan geleceği üzerinde etkiler yapma, yönlendirmede bulunma gibi işlem ve davranışlara verilen genel ad.
- büyükBoyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne).
- düğmeGiyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı.
- ebruKâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs.
- efendiGünümüzde bey ünvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir ünvan.
- efsaneEski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye.
- elastikesnek.
- elementKimyasal yöntemlerle ayrıştırılamayan veya bileşim yoluyla elde edilemeyen madde.
- emanetBirine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb.
- eğriDoğru veya düz olmayan, düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, çarpık olan.
- eşitYapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey).
- farkBir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik.
- gücüBez tezgâhında ipliği ayarlayan tezgâh tarağı.
- güldürüGüldürme özelliği olan şey.
- hırsBir şeyi elde etmek için duyulan, önüne geçilmez derecede kuvvetli istek, aşırı tutku.
- idealülkü.
- idrakanlayış.
- ilimbilim.
- imalatHam madde işlenerek yapılan her türlü mal.
- inşaatYapma işi.
- iplikPamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri.
- kaplıKaplanmış olan.
- mensupBir yerle veya bir kimseyle bağlantısı olan, ilişkili, -den olan, -e bağlı (kimse).
- nedeniylesebebiyle.
- nüfuskişi.
- nüshaBirbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri.
- peygamberAllah’ın, buyruklarını insanlara iletmek için elçi olarak görevlendirdiği kimse.
- reelgerçek.
- renkCisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum.
- ruhaniRuhla ilgili.
- sistemdüzen.
- soruBir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı.
- sıvıBulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen akışkan madde.
- tariftanım.
- topikTahin, nohut, patates ve soğanla yapılan meze.
- trapHendek, tuzak.
- uygulanmakUygulama işine konu olmak.
- veyaAyrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz.
- vezinölçü.
- yaptırımYaptırmak işi.
- zirvedoruk.
- şubeBir kurumun, bir kuruluşun alt bölümlerindeki iş yerlerinden her biri.